preloader

Yat Dünyasında 2021 Trendleri 

19.11.2020
Yat Dünyasında 2021 Trendleri 

Yazı Boyutu:

Süperyat tasarım dünyası dudak uçuklatan yeniliklerle gelecekte neler olabileceğinin ipuçlarını veriyor. 2021 süperyat trendlerini OGGUSTO okurları için kaleme aldık.

Süperyat endüstrisi her yıl sınırlarını aşmaya devam ediyor. Müşterilerin taleplerinin ve yeni dünya düzeninin getirdiği gerekliliklerin yön verdiği süperyat tasarım dünyası yeniliklerde sınır tanımıyor. Şimdiden üretilen, sahiplerini konfor alanından çıkarmaya hazırlanan sıra dışı ve bir o kadar iddialı modeller gelecekte süperyat dünyasının ne yöne evrileceği yönünde ipuçları veriyor. Gelin hep birlikte süperyat dünyasında 2021 trendlerine bakalım.

Süperyat, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1'ini oluşturan trilyonerler için hem statü göstergesi hem de keyifli bir tatil yapmanın en güzel yolu. Süperyatlar 20'nci yüzyılın başından beri dünya sularında salınıyor ve bu süreçte ortaya çıkardığı endüstrinin tasarımcısından üreticisine tüm paydaşları “Daha lüks ne yapabiliriz?” sorusunun yanıtını arıyor. Gerek ekonomik gerek çevresel değişimlerin yarattığı yeni dünya düzeninin sonucu olarak ortaya çıkan gerekliliklerle birlikte bu sorunun yanıtı, süperyat dünyasının geleceğine yön veriyor.

Yüksek menzilli modeller önem kazanıyor

Geleceğe yön veren unsurların başında hala çevresel kaygılar geliyor. Nitekim tükenen kaynakların yerine ne koyabiliriz, elimizde kalanları nasıl koruyabiliriz sorularına somut bir yanıt bulamadığımız sürece bu kaygı süperyat tasarımını yönlendirmeye uzun bir süre daha devam edecek. Ancak bu yıl çevresel kaygılara bir başka önemli etken daha eklendi. Evet bildiniz, Covid-19 salgını. Çok istemesek de izole hayata bizi zorunlu kılan Covid-19 salgını, bilim insanlarının bu tip salgınların gelecekte görülmeye devam edeceği yönündeki açıklamaları süperyat tasarım dünyasını da ciddi bir şekilde etkiledi. Salgınların yat tasarım ve üretim dünyasına etkisini kısa süre önce OGGUSTO sayfalarında ele almıştık. Salgının süperyat siparişlerinin artmasına yol açtığını söyleyen sektör temsilcileri, hiç karaya uğramadan daha uzun süre seyir yapma kapasitesine sahip yüksek menzilli modellerin önem kazanacağını belirtmişti.

Explorer tekneler yükselişe geçiyor

Süperyat tasarımının geleceğine yön veren en önemli unsurlardan biri de varlıklı insan profilinin değişimi. Gelişen teknoloji sayesinde akılları havaya uçuran girişimlerin kısa sürede trilyonlarca değer kazanması sayesinde servet sahibi kitle artık daha genç. Kimisi henüz 40'larının başındaki trilyonerlerin hayattan beklentileri bugüne kadar alışageldiğimiz orta yaşın üstündeki varlıklılardan da çok farklı. Hızla tükenen dünyada deneyimin ne kadar kıymetli olduğunu anlayan bu kitleyi, artık klişe hale gelen yazları Akdeniz kışları Karayipler rotaları değil buz gibi sularıyla Kutup bölgeleri, zorlu denizleriyle Kuzeybatı Geçidi gibi tehlikeli sular cezbediyor.

Bu sularda konforlu seyir yapmanın yolu da dayanıklı, sağlam, gerektiğinde metrelerce kalınlıktaki buzulları kırabilecek güçte, binlerce millik menzile sahip explorer tipi teknelerden geçiyor. İngiliz yat tasarım ofisi H2 ekibi artık denizlerde Bentley döneminin bittiğine Range Rover'ların krallığını ilan ettiğine dikkat çekiyor. Buna bir örnek Ragnar. Adını İskandinav mitolojisinin en cesur savaşçılarından biri Ragnar Lodbrok'tan alan 68 metre boyundaki süperyat, isim babası kadar güçlü ve dayanıklı. 2012 yılında bir buzkıran olarak doğan ve yıllarca Arktik bölgede buzulları kırarak gemilere yol açan Ragnar (o zamanki adıyla Sanaborg) yıllar sonra maceraperest bir trilyonere satılarak Icon Yachts tarafından refite alındı ve yeniden tasarlanarak özel bir süperyata dönüştürüldü. Ortaçağ savaşlarına tutkun sahibinin bu merakı sonucu doğan Ragnar, misafirlerini konfor alanlarından uzaklaştırarak dünyanın en el değmemiş ve zorlu bölgesi olan Arktik Daire'de yolculuğa çıkarıyor.

{773112}

Süperyatlar ulaşım araçlarıyla donatılıyor

Sıra dışı seyirlerin hayalini kuran yeni nesil trilyonerler, el değmemiş bölgeleri keşfetmek için her türlü deniz oyuncağının süperyatında bulunmasını da istiyor. Jet ski gibi deniz oyuncakların eski moda kalırken artık süperyatlar amfibik araçtan denizaltına, ATV'den küçük boyutlu tanklara kadar her türlü zorlu şartta kullanılabilecek ulaşım araçlarıyla donatılıyor. Bu sıra dışı araçlara her yıl bir yenisi daha ekleniyor. Bunca karmaşanın günlerini geçirdiği süperyatında bulunmasını istemeyen trilyonerler, bu ıvır zıvırları (!) toplaması için destek teknesiyle dolaşıyor. Tıpkı 87 metrelik süperyatın, 66 metre boyundaki yardımcı teknesi Hodor gibi. Hodor, dev patronunun helikopter pistini, H160 model helikopterini, 17 metrelik beş tender'ını, ATV'lerini, denizaltını, hızlı katamaranını ve basınç odasını üzerinde taşıyor.

Donanımlar çevreye en az zarar verecek şekilde tasarlanıyor

Mevzubahis yeni nesil trilyonerlerin farkındalığı da daha yüksek. Doğal kaynakların hızla tükendiğinin, meselenin küresel kriz boyutuna ulaşmak üzere olduğunun farkında olan bu kitle, özel olarak üretim süperyatlarındaki donanımın çevreye en az zarar verecek şekilde tasarlanmasına dikkat ediyor. Tekne sahiplerinin bu kaygısı süperyat endüstrisindeki değişimin de yönünü belirliyor. Öyle ki bu yolda başarıya ulaşmak için endüstri temsilcilerini hiçbir sınır tanımıyor. Bunun en başarılı örneklerinden biri 2020 yılında ortaya çıktığı anda sektörün aklını havaya uçuran süperyat konsepti Ice Kite.

Türkiye'nin, kazandığı uluslararası ödüllerle başarısını tüm dünyaya kanıtlayan genç ve başarılı tasarım ofisi Red Yacht Design'ın ortaya çıkardığı bu konsept suya indiğinde yeni bir sınıfın öncüsü olacak. Alman bir girişimci için tasarlanan 64 metre boyundaki Ice Kite'ta yakıt tüketimi, üzerindeki uçurtma sayesinde yüzde 15 daha az. Red Yacht Design'ın kurucu ortağı Fatih Sürekli, Ice Kite'taki uçurtmanın görevini şöyle anlatıyor:

“Bu uçurtmanın temel fonksiyonu motoru destekleyici bir sevk sistemi olması. Genellikle açık denizde kullanılıyor çünkü 200 metre yükseklikte uçtuğu için helikopterler açısından tehlikeli olabiliyor. Projemiz özelinde 12 metrelik teleskopik bir direkle yukarı kadar çıkarılıyor, rüzgârla doldurulduktan sonra güverteye bağlı bir makara yardımıyla daha da yukarı doğru çıkıyor. Bu esnada da direk işlevini tamamladığı için yuvasına geri giriyor. Direk uçurtmayı ilk fırlatma anında gerekli, sonrasında taşıyıcı bir özelliği kalmıyor. Uçurtma yukarda uçarken, bir yazılım kontrolünde sonsuzluk işareti (yatay sekiz) çizerek hareket ediyor.”

{773380}

Süperyatlar büyümeye devam ediyor

Ve son olarak süperyatlar büyümeye devam edecek. Dünyanın en büyük süperyatı unvanını hala, 2013'te Alman tersane Lürssen tarafından suya indirilen 180 metrelik Azzam tutuyor. Yedi yıldır bu unvanı Azzam'ın elinden alacak yeni bir süperyat ortaya çıkmadı. Ancak gelen haberler Arap Emiri Khalifa Bin Zayed Al-Nahyan'a ait Azzam'ın çok yakında bu unvanı elinden kaptıracağını gösteriyor. REV Ocean bu iddiayla ortaya çıkmaya hazırlanan süperyatlardan biri. 2018 yılında Romanya'da inşa edilmeye başlanan 183 metre boyundaki ve 22 metre (ortalama bir tekne boyundan 10 metre daha büyük) genişliğindeki explorer (keşif) tipi REV Ocean'ın sahibi Norveçli trilyoner Kjell Inge Røkke. Üzerinde lüksün yanı sıra bilimsel araştırmaların yapılabileceği laboratuvarların, 400'den fazla wi-fi noktasının da bulunduğu süperyat suya indi bile. Çok yakında ilk seyir haberini duyarsak şaşırmayın. Bu arada REV Ocean'ın, tersanelerin gizli kapıları ardında üretilen dev süperyatların arasından ortaya çıkan sadece biri olduğunu belirtelim. Zira Lürssen, Oceanco gibi dünyanın en ünlü süperyat tersaneleri, Arap şeyhleri ve Rus oligarklar için bir takım gizli projeler yürütmeye devam ediyor. Ve bunların Azzam'dan daha büyük süperyatlar olduğu kulaktan kulağa yayılıyor.

Yat Dünyasında 2021 Trendleri

Sonuç olarak… Önümüzdeki yıllarda süperyat tasarımlarında çevresel kaygılar etkisini sürdürecek, uzak ve el değmemiş denizlerde, uzun süre karaya uğramadan seyir yapabilecek kapasiteye sahip süperyatlar daha fazla üretilecek ve elbette süperyatlar gittikçe daha da büyüyecek. Süperyatların lüks ve çevreye en az zarar verecek şekilde üretilmesinin arkasındaki çok bilinmezli problem ise sınır tanımayan üretici ve tasarımcıların kafasını meşgul etmeye devam edecek.

OGGUSTO Yat Editörü Şule Kaya’nın diğer yazılarını okumak için tıklayın.

Dünyanın en yeni haberlerini ilk bilen olmak için OGGUSTO’nun haftalık e-bültene kaydolun.

Şule Kaya
Şule Kaya Tüm Yazıları